
Yeniden silahlanma. CTXT'de 15/03/2025 tarihli karikatür
Karikatürün çevirisi: "Biz buna barış projesi diyoruz".
Hakkında çok şey duyduğumuz ve önümüzdeki aylarda da duymaya devam edeceğimiz bir konu da yeniden silahlanma.
Bir ülkenin yeniden silahlanmasına ilişkin senaryolar genellikle belli bir mantık çerçevesinde gerekçelendirilir, ancak belirsiz koşullara veya olası olmayan ya da var olmayan tehditlere dayalı yeniden silahlanma da mümkündür.
Bu koşullar, yenilgi ya da savaşta öldürme araçlarının harcanmasının ardından malzeme sıkıntısı ya da herhangi bir nedenle kendi kendini sınırlama nedeniyle önceki bir silahsızlanma dönemini takip edebilir.
Bir de az ya da çok yakın tehditler karşısında bir "zorunluluk" olarak anlaşılan "savunma ve güvenliği" güçlendirmeye yönelik bir hamleden söz eden daha neşeli yorumlar var. Klasik,"ne olur ne olmaz". Güvenlik adına, zorunlu önleme argümanı altında neredeyse her şeyi yapmaya alışkın olduğumuzdan, her şeyin yapılabileceği yer burasıdır.
İşte Avrupa'nın kullandığı joker bu ve kendilerini iyi göstermek için kulağa hoş gelen bir bahane daha ekliyorlar: reamarse bir "barış projesi".
AB ülkelerinin temsilcileri, 6 Mart 2025 tarihinde Brüksel'de düzenlenen özel bir zirvede "Avrupa'nın yeniden silahlandırılması" için yaklaşık 800 milyar Avro'nun seferber edileceğini açıkladı.
Bu paranın 650 milyar gibi büyük bir kısmının ortak borçlardan değil, tek tek AB ülkeleri tarafından üstlenilen yeni borçlardan geleceğini söylüyorlar. Geriye kalan 150 milyarın ise AB bütçesinden sağlanacak kredi yardımı ile garanti altına alınacağını iddia ediyorlar. Ödemeyeceğimizde ısrar ettikleri tüm borçlar, patates yüzünden kim bilir kimler tarafından ödenecek. Ya da bizi öyle inandırmaya çalışıyorlar.
Hiç kuşkunuz olmasın, bu iki gün önce uydurulmuş bir şey değil. 2022'de Madrid'deki NATO zirvesinde tepeden tırnağa silahlanmadan söz ediliyordu.
Ancak bir başka espri de, yeniden silahlanma planının, Avrupa silah endüstrisinin savaş işinde büyük paralar kazanan ülkelere göre en düşük noktada olduğu bir dönemde ABD'ye bağımlı olmaktan kurtulmayı amaçladığıdır. Her ne olursa olsun, duruş ve"ama "lar şimdiden ortaya çıkmaya başladı.
Filistin soykırımını mümkün kılan, destekleyen, finanse eden ve silahlandıran , şimdi adı "barış projesi" olarak değiştirilen AB'nin savunmayı yeniden silahlandırma planına gülmemek elde değil.