Dwayne Booth yakın zamana kadar Pennsylvania Üniversitesi USC Annenberg İletişim ve Gazetecilik Okulu'nda iletişim profesörüydü ve burada siyasi karikatür dersleri veriyordu. Booth aynı zamanda bir karikatüristtir ve siyasi karikatürlerini Bay Balık takma adıyla yayınlamaktadır.
Mart 2024'te, karikatürleri nedeniyle antisemitizmle suçlandı ve birkaç kişiden fazlası kellesini istedi. Her şey Washington Free Beacon'da"Grotesk anti-Semitik karikatürlerin arkasındaki Pennsylvania profesörü" başlıklı bir haberin yayınlanmasıyla başladı ve bazı medya kuruluşları bu haberi bir haber haline getirmeyi kendilerine görev edindi.
Pennsylvania Üniversitesi geçici başkanı Larry Jameson, üniversitenin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Fish'in karikatürlerini eleştirerek, karikatürlerin kendisinin ya da üniversitenin görüşlerini yansıtmadığını söyledi ve karikatürleri"sakıncalı, antisemitik semboller ve nefretle mücadele çabalarımızla tutarsız" olarak tanımladı.
Ancak Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği (AAUP-Penn), üniversitenin Booth'a çizimleri nedeniyle yaptırım uygulamaması gerektiğini düşündü ve AAUP'nin 1940 İlkeler Bildirgesi'ne atıfta bulunan bir açıklamayla maruz kaldığı seçici tacizi kınadı.
Bu makalede söz konusu etkinliğin tüm hikayesini ve vinyetlerinden oluşan bir galeriyi okuyabilirsiniz.
Bir yıl sonra, Mart 2025'te kovuldu ve üniversite yöneticilerinin korkaklığına işaret etme fırsatını kaçırmadı. Patreon sayfasında paylaşımda bulundu:
Meslektaşlarım, yoldaşlarım, karşıt görüşlü dostlarım, kendi içgüdülerim ve arkadaşlarım tarafından tahmin edildiği üzere dün Pennsylvania Üniversitesi'ndeki görevime son verildi. Annenberg İletişim Okulu'nda 11 yıldır büyük bir sevgi ve öğrencilerime derin bir bağlılıkla ders veriyor olmama ve her gün desteklediğiniz sanat çalışmalarında göstermeye çalıştığım radikal insancıllığa rağmen bu haber bana telefonla ya da kampüste yüz yüze görüşerek değil, e-posta yoluyla geldi. Bununla birlikte, Cumhuriyetçi Parti' nin sağcı milliyetçilerin demokrasi ve akademiye yönelik kafa karıştırıcı saldırılarına karşı çıkma potansiyeli olan her türlü kurumu yok etmeye çalışması nedeniyle üniversitede kapalı kapılar ardında büyük bir panik ve endişe yaşandığını varsayabilirim.
Bana fesih sebebinin bütçe ile ilgili olduğu söylendi; sanırım bu, İsa'yı çarmıha germeden hemen önce, Malcolm X'i vurmadan hemen önce ve Eugene Debs, Susan B. Anthony ve Lenny Bruce'a onları hapse atmadan hemen önce söyledikleriyle aynı sebep. Şaka yapıyorum elbette. Bütçe nedeniyle olduğunu biliyorum, çünkü tasfiye edilen tek kişi ben değildim. Gerçek şu ki - ve ne yazık ki Penn'e özgü olmayan bir şey - ülkenin dört bir yanındaki kolejler ve üniversiteler, trans/siyah/göçmen hakları, kadın hakları, ifade özgürlüğü, bağımsız basın, akademik özgürlük ve tıbbi araştırmaları - sağcı milliyetçiliğin, soykırımın, apartheid'ın, faşizmin ve özellikle de İsrail'in Filistin'e yönelik saldırısının cesur bir eleştirisini ifade eden konuşmaları - destekleyen öğrencileri ve öğretim üyelerini hedef alan, büyük ölçüde Cumhuriyetçilerin öncülüğündeki çabalara fazlasıyla ortak oldular.
Aslında Pennsylvania Üniversitesi son bir buçuk yılını gönüllü olarak öğretim üyeleri ve öğrencilerin özel e-postalarını kampüsteki açık tartışma, dürüst sorgulama ve muhalefeti ezmekle görevli Kongre komitelerine teslim etmekle ve ardından bu acımasız sansür taktikleriyle işbirliği yapmayı reddedenleri uzaklaştırma, atılma veya işten çıkarılma ile tehdit ederek hedef almakla geçirdi. UPenn yönetiminin sergilediği korkaklık ve cesaretsizlik, şahsen tanıdığım çok sayıda öğretim üyesi ve öğrencinin hayatını mahvetti; sanki MAGA zorbalarının ve haydutlarının taleplerine tamamen boyun eğmek bir şekilde acıları dindirecek ve yükseköğretimin çöküşünü engelleyecekmiş gibi.
Karikatürün Tetx'i: "Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin sağcı ideologların ve soykırım, beyaz milliyetçilik ve faşizm savunucularının paralı taleplerine zorunlu olarak teslim olmalarını normalleştirmek için aylarca süren yoğun çalışmaların ardından, ben ve rektörün işimize devam edebileceğimizi ve sizlerin de çocuklarınıza ve torunlarınıza, önde gelen bir Ivy League üniversitesinin müfredatının, yüksek öğrenimi totalitarizmi kutlamak ve devlete %100 itaat etmekten ibaret hale getirmek üzere şekillendirilmesine yardımcı olduğunuzu söyleyebileceğinizi bildirmekten mutluluk duyuyorum.
Marc Steiner Show 'un 6 Mayıs'ta kaydettiği özel bir programda Marc, Booth ile Baltimore'daki TRNN stüdyosunda bir araya gelerek işten çıkarılmasına yol açan olayları, politik sanatın amacını ve etkilerini ve soykırım yaşanırken ve faşizm yükselirken sanatın ve muhalefetin baskı altına alınmasına nasıl tepki verilmesi gerektiğini tartıştı.
Eğer dinlemek için zamanınız varsa, röportajda birçok ilginç düşünce yer alıyor. Eğer transkripti tercih ederseniz, burada bulabilirsiniz.
İlgili: İsrail medya sansüründe rekor kırıyor (İspanyolca)
2024 yılında İsrail askeri sansürü, basın özgürlüğüne yönelik daha geniş çaplı bir saldırının parçası olarak 1.635 makalenin yayınlanmasını yasakladı ve 6.265 makaleyi kısmen redakte etti.
